YERLİ BİLİM KURGU YÜKSELEMİYOR (MU?)

İlk röportajımı “Yerli Bilimkurgu Yükseliyor” isimli dijital bir dergiye verdim. O kadar çok heyecanlanmıştım ki size anlatamam. İsmi çok iyiydi bir kere ve benim amaçladığım proje doğrultusunda bana hizmet eden bir sözdü bu. Ancak bu maalesef böyle değil. Sanırım yerli bilim kurgu yükselmiyor desek daha doğru olacaktır.

Türkiye'de yazarlık zor iş. Bir de bilim kurgu yazıyorsanız işiniz daha da zor. Hayat şartlarının getirdikleri zaten yazar adaylarını zorlarken bir de yazdıktan sonraki süreçte de tamamen bir kargaşayla karşılaşıyorlar. Doktor, avukat ya da milletvekili gibi kalifiye bir işte çalışanların imkânı biraz daha iyi. Peki ya benim gibi üç vardiya asgari ücretle çalışan yazarların hiç şansı olmuyor mu? Evet, istisnai durumlar var, ancak çok istisna bir durum. Türkiye'de bilim kurgu kültürü, tabii buna herkes kültür demiyor, 1973 yılından beri gelişmeye çalışıyor. Elbette bu kültüre kendini adamış, bu uğurda emek veren birçok kişi var. Hepsine minnettarım ancak bu konuda henüz bir farkındalık oluşturmuş değiliz. Türkiye'de bilim kurgu, fantastik, süper kahraman evrenlerinden oluşan çok iyi eserler var -ya da eser olacak taslaklar- ancak hep kıyıda köşede kalıyor ve fark edilmiyorlar. Olay genç kurguya gelince nasıl oluyorsa raflarda en üstteler; eğer söz konusu lise aşıkları, aşk, ihtiras, entrika, gençlerin son dönem popüler halleriyse eser neredeyse yok satıyor. Okuyucuların bu konuya belirgin bir yönelimi var. Tabii burada yayınevlerinin ticari amaçları doğrultusunda, çok satıyor diye, bu tarz kitapları allayıp pullayıp satışa sunması ve baskı yapması, burada bir algı oluşturarak gençleri daha da kitabı almaya itiyor. Fenomen diyebileceğimiz bazı kişilere para karşılığı eseri verip yorum yaptıranlar da az değil. Bu dediğimden şöyle bir sonuç çıkmasın; bu kitaplar güzel değil demiyorum, sadece gözlemlerimi iletiyorum. Yayınevlerinin ilgisizliği ve yeni yazarlara karşı olan tutumu o kadar üzücü ki, bunu düzeltmenin bir yolu da yok. Yayınevleri bir ticarethane ve eserlere manevi olarak bakmazlar. Yazar toplulukları, dernekler ve vakıflarda da durumu hiç iç açıcı değil. Mesaj atsanız da geri dönmezler ve sürekli aynı konu üzerinde yoğunlaşırlar. Bakın tekrar ediyorum; söylediklerim bilim kurgu ve fantastik kültürünün gelişmemesi üzerine, yoksa şiir ve edebi konularda birçok çalışma var. Para mevzusuna gelecek olursak ise bir eseri ücretsiz basıyoruz diyen hiçbir yere inanmayın, güzel konuşmaları ile sizi ikna edebilirler ama bunlara kanmayın. Çünkü günün sonunda kendinizi para öderken bulursunuz. Eminim ki hayallerinizde para ödemek yoktur. Bu sektörü bilmiyorum, birinden destek alayım derseniz yine para çıkar karşınıza. Hadi diyelim ki göze aldınız ve görünür olmaya bir adım daha yaklaştım dediniz ama sonuç yine hüsran olur ve iş bittikten sonra üst perdeden konuşmaya başlarlar. “Reklam istiyorsan başkasından bekleme kendin yap,” derler. Kitabınız yeni çıkmıştır, henüz sadece siz ve anneniz satın almışsınızdır. Derler ki: “İmza gününde 100 kitap satamıyorsan yazar olma zaten. Yazar dediğin çabalar, yazar dediğin eserleri sıralar, bir tane kitap yazmak ile yazar olunmaz.” Bunlar çok üzücü ve yorucu şeyler.

Sonuç olarak bilim kurgu, fantastik roman yazarı ve okuyucusu olarak farkındalık oluşturmak için biraz gayret etmeli, elimizden geleni yapmalıyız. Çekinmeden, acaba demeden yazmalı ve hayallerimizi dünyaya sunmalıyız. Hayat paylaştıkça daha güzel ise bilim kurgu kültürü de belki paylaştıkça yayılır ve böylelikle yerli bilim kurguyu yükseltebiliriz.

Eyüp Savaş